13 Ocak 2013 Pazar

                    SÜSLÜ CAMİLER/ SUÇLU CAMİLER 

Düşünün ki iki caminin tam ortasında bir muhittesiniz.  Birisi oldukça gösterişli, süslü,çinilerle ve rengarenk pencerelerle döşenmiş ama cemaati Cum'a ve Bayram namazları dışında ancak birkaç saf ya doluyor yada dolmuyor. Diğeri ise oldukça sade, gösterişten ve şatafattan tamamen uzak, fakat cemaati (özellikle gençler) camiyi sabah namazi da dahil her vakit tıka basa dolduruyor. Acaba hangi camide namaz kılarken daha coşkun bir huşu içinde olursunuz?
               Hayır işlemek amacıyla bir Cami yapmak isterseniz acaba ne kadar bir maliyet gerekir ? Şüphesiz büyük bir maliyet gerekecektir ve bununda en önemli payını caminin içini dışını süslemek alacaktır. Cami yaptırma dernekleri, birbirleriyle "en süslü camiyi yaptırma" yarışında olmak yerine, "en fazla genç cemaati namaz kılmaya yönlendirmek" için yarışsalar daha iyi olurdu şüphesiz.
               Sokakta kulağında küpe, ağzında sakız, elinde sigara ile dolaşan her gence tuu deyip tükürmek ve o geçlere çeşitli ithamlarda bulunmak yerine, onları camilere çekmek ve bilinçlendirmek en önemli vazifesidir Mü'minlerin. Nasıl oluyorda bir Mü'min anne ve babanın Mü'min olması gereken oğlu, ecnebilere özenmekte ve her işini ecnebilere yakıştırmaya çalışmaktadır. Suçlu, camiye namaz vakitlerinden bir dakika olsun  erken gelip, sohbet ve vaaz'u nasihatta bulunmak yerine sadece namaz kıldırıp, cemaatten önce evinin  yolunu tutan imamlardır... 
             Gençlerimizin bitmeyen ve hergün tazelenen enerjilerini din yolunnda, hayır işlerinde kullanacak ve onları iyiliğe, güzelliğe teşvik edecek gerçek "İMAM" lara ve onların namaz kıldırmak için dahi yer bulmakta zorlanacağı kadar coşkun, ihlaslı cemaatlerin doldurduğu gerçek "CAMİ"lere ihtiyacımız vardır. Bilinçli ve şuurlu cemaatlerle dolmadığı müddetçe camilerin ve namazgâhların sayısının artması bir marifet olmayacaktır. Burada asıl anlatmak istediğimiz  cemaatin çokluğu değildir, ihlaslı cemaatin  doldurduğu camilerin sayısının çok olması temennisidir.
              Sözümüzün hülasası, gençlerimizin camiler yerine cafeleri, barları, zaman öldüren mekânları doldurmalarının önüne, onları dışlamak, suçlamak ile değil, camilerde daha bilinçli cemaatler kurmak ile geçilebilir. "  camilerin süsü genç cemaatlerdir, genç cemaati olmayan camiler ise parası toprağa gömülmüş yapılardır"...